0027 – Bu konu neden önemli? Önemini biz nasıl anlayabiliriz? Özetleyebilir misiniz.

Sokaktaki insanın, konunun önemini detayına kadar hemen anlamasını kesinlikle bekleyemeyiz. Sokaktaki insan konuyu güven duyduğu bilimsel kuruluşların resmi açıklamalarından sonra tanıyacak ve önemini anlayacaktır. (Burada özellikle konuyu anlayacak demiyorum, tanıyacak ve önemini anlayacak diyorum, lütfen bu ifademe dikkat ediniz)

Düşünün, İTÜ, ODTÜ, Boğaziçi Üni. Yıldız Teknik Üni. gibi Türkiye’nin ileri gelen üniversiteleri ve TÜBİTAK gibi bilim organizasyonları hepsi çalışmayı masaya yatırmışlar, incelemişler ve bir bilimsel rapor yayınlamışlar diyelim.
Açıklamaları şöyle: “Kur’an’da sayısal bir yapı bulundu. Bu sayısal yapının oluşumu bugünkü teknolojimizle mümkün gözükmemektedir. İnsanlık kapasitesinin üstündedir.” şeklinde bir rapor yayınladıklarını düşünelim. Bunun üstüne, Googel, Microsoft, IBM gibi dünya çapında bilgiişlem alanında yetkinliği kabul edilmiş kuruluşların konuya ilgi duyduklarını ve araştırdıklarını düşünelim. Quantum bilgisayarlarını ve Yapay Zeka aplikasyonlarını kullanarak sayısal yapının bir benzerini üretmeye çalışsınlar. Çalışmalar 2 yıl sürdü diyelim ve araştırmalarının sonunda dünya çapında bir açıklama geldi diyelim.

Açıklama şöyle olsun: “Kur’an’da insanlığın bugünkü teknolojiler ile benzerini yapamayacağı bir sayısal yapı bulundu. Bu sayısal yapının bir benzerini elimizdeki teknolojiler ile yapmaya çalıştık, 2 yıl süren çalışmalar sonucunda, elimizdeki teknolojilerin bu sayısal yapının bir benzerini yapmaya yeterli olmadığını gördük. Yakın tarihte de bu detayı çözebilecek bir teknolojinin üretilebileceğini öngörmüyoruz. Bu çalışmanın sonucunda Kur’an’ın insan ürünü olamayacağını bilimsel olarak onaylarız.”

Olay abartısız, böyledir. Net bir şekilde söylüyorum, olay bu durumdadır.

Olayın bu durumda olduğunu anlamak veya olabileceğini anlamak aşağıdaki hesaptan herkesin çıkarabileceği bir sonuçtur.

Matematiğin gücünü çoğu insan maalesef üstel sayıları algılayamadığı için doğru değerlendiremiyor. Aşağıdaki resimde örnek olarak tasarlanmış, büyüklüğünü izah dahi edemeyeceğimiz bir bilgiişlem sisteminin dehşet büyüklükteki varyasyon tarama kapasitesini görebilirsiniz. 100 basamaklı bir sayı grubu içinden her hangi bir sayıyı yazmak 2 dakikamızı alır, fakat bu sayıyı bulmak için bütün varyasyonları taramaya Evrenlerin ömrü yetmez. Kur’an taklit edilemezliği neden matematikle ilgilidir ve insanlık neden benzerini getiremez işte buradan çok iyi anlayabilirsiniz.

Şimdi, soracaksınız, “olay bu durumda ise, konuyla neden Üniversiteler ilgilenmiyorlar?” İlgilenecekler, her şeyin bir zamanı ve gelişim süreci var. Konu şöyle gelişecek.

Bu çalışmayı ben İlahiyat ve Felsefe profesörlerine tanıtacağım, tabi bu tanıtım çok zor. Neden? Çünkü onlar matematikten, kodlamadan ve bilgisayar programından anlamıyorlar. Ayrıca Kur’an’ın böyle bir şeye ihtiyacı olduğunu da şimdilik kabul etmiyorlar, olayı fantastik bir merak, gereksiz bir uğraş olarak görüyorlar, maalesef. Ek olarak, Kur’an sayısal yapısında Reşat Halife’nin ve Edip Yüksel’in yapmış olduğu tahribat sebebiyle de konuya hiç yaklaşmak istemiyorlar. Bu benim aşmam gereken en büyük zorluk. Bu konuda geniş kitlelerin çok büyük desteğine ihtiyacım var.

Diyelim ki, bir ilahiyat profesörüne konuyu tanıttım. Konu ilgisini çekti. Konuyu detaylı öğrenmek isteyecek, fakat konunun detaylarına girmek istediğinde matematik, kodlama gibi bilmediği disiplinlerin zorluklarıyla karşılaşacak. İşte bu noktada olay gelişebilecek bir fırsat yakalayacak.

Eğer ilahiyat profesörümüz konuyu üniversitesindeki matematik bölümüne veya bilgisayar bölümüne götürürse, “ben bu konuyu öğrenmek istiyorum, bu konuda bana yardımcı olurmusunuz diye yardım isterse”, olayda ilk önemli adım atılmış olacak.

Matematik veya bilgisayar bölümündeki akademisyenler, hocamıza yardımcı olmak maksadıyla konuyu ciddiye alacaklar ve inceleyecekler. İşte bu noktada matematikçiler ve bilgisayar bölümündeki akademisyenler konuyu fark edecekler. İkinci önemli adım atılmış olacak. Bundan sonrasını zaten siz durdurmak isteseniz de durduramazsınız, olay tüm hızıyla akademisyenlerin ilgi alanına girecek ve araştırmalarını genişletecekler. Sonuçta yukarıda belirttiğim raporlar ve uluslararası düzeyde çalışmalar ve açıklamalar gelecek. Dünya insanı konuyu tanıyacak ve önemini kavrayacak.

Neden Matematikçilere ve Bilgisayarcılara direkt götürmüyorsunuz diye soranlar için cevap çok basit. Olayın merkezini Kur’an olarak algılıyorlar ve dini bir konu olarak olayı görüyorlar ve kesinlikle ilgilenmiyorlar. Tabi ki çok büyük bir hata, fakat durum böyle.

Bu konu sokaktaki insanın işi değildir, bu konu uzman olan kişilerin konusudur. Herkes ile tartışabileceğimiz, herkes ile konuşabileceğimiz bir konu asla değildir. Konu çok derin ve tekniktir ve çok ciddi sonuçlar doğurabilecek bir konudur. Bu konunun doğuracağı sonuçlar bütün insanlığı etkileyecek, bütün insanlığın gidişatını değiştirecektir. Bu konuda, bana konuyu anlayan uzmanlar ancak hak verecek, katılacaklardır. Sokaktaki insan olayı abarttığımı düşünebilir, bana büyük bir olasılıkla katılmayacaktır. Bu çok normaldir. Konuyu anlamasını ve bana hak vermesini beklemiyorum zaten.

Fakat sokaktaki insandan çok önemli ve büyük bir beklentim var.
Sokaktaki insan şunu demeli:
“Mustafa Kurdoğlu bir şeyler söylüyor, söyledikleri Kur’an ile alakalı. İnanan, inanmayan hiç önemli değil, Kur’an insanlık için önemli bir kitaptır. Dolayısıyla bu adamın söylediklerini biz anlamıyoruz, anlayan bir merci çıksın bu konuyu açıklasın, bu adam doğru mu söylüyor, tespitleri yanlış mı. Kur’an’ın bir benzerini insanlar getiremezler, bunu matematik olarak ispatladım diyor. Bunu bilen resmi bir kuruluş incelesin ve açıklasın. Doğru mu, değil mi. Çünkü bu bizim için hayati bir önem arz ediyor.” İşte sokaktaki insan sosyal medyada bunu haykırmalıdır.

Konuyu tanımak, önemini ve içeriğini anlamak isteyenler aşağıdaki linkteki yazımı okuyabilirler veya video serisini izleyebilirler.

Kur’an’ın bir benzerini getiremezsiniz video serisi

2 yorum

  1. Olayı en can alıcı noktaları ile özetlemişsiniz hocam. Bu konuda ben de kendi çapımda çalışmalar yapacağım inşallah. Fakat öğütlediğiniz gibi: Doğruyu çarpıtmadan, eğip bükmeden, olanı olduğu gibi aktararak.

    Zaten aksini yapmak, Kur’an’a haksızlık olur. Haşa Kur’an’ın bizim mübalağalarımıza da ihtiyacı yok. Kendisi, bizatihi Evrenin Yaratıcısı tarafından kodlanmış bir kitap… Daha ötesi olamaz.

    Bu kervanda karınca kararınca olmaktan onur duyarım.

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*