Nedir?
Yapılan çalışma; KUR’AN METNİ BENZERLİĞİNİN MATEMATİKSEL MODELLEMESİDİR. Bu matematiksel modelleme; metinde bulunan ve sayısallaştırılabilen özellikler, ölçümlenen metnin bütünselliği gözetilerek ve metnin verdiği doğal sıra kullanılarak yapılmıştır. Metnin bazı bölümlerinin başında yer alan ve özellikle öne çıkarılan harflerin, metin içindeki sayıları, metin içindeki dizilimleri ve metnin ayetlerine dağılım sayıları, sure ve ayet sayıları gibi metnin kriptolojik karakteristiğini oluşturan kodlama elementleri matematiksel modellemede kullanılmıştır. Bu çalışma bir YÖNTEM ortaya koymaktadır, çoğu insan olayı bir SİSTEM olarak algılamaktadır veya algılamak istemektedir. Ortaya koyulmuş olan çalışmaya, “bu bir sistemdir” demek yerine, “bu bir yöntemdir” demek daha doğru olacaktır. Yöntem ile Sistem arasındaki farkı lütfen tekrar okuyunuz, iyi öğreniniz. Aradaki farkı anladığınızda konuyu çok daha iyi kavrayabileceksiniz.
Ortaya koyulan yöntem bize kriptografik bir bulmaca tanımlamaktadır. Bu yöntemde, Kur’an metni ile getirilen bir yazının benzer olup olmadığının nasıl ölçüleceği tarif edilmektedir. Biz buna kısaca Kur’an-ı Kerim’in Sayısal Yapısı veya kodlaması diyebiliriz. (Kur’an metninin Kriptolojik analizidir.)
Bir takipçimin sorularına cevap vererek devam edelim;
Takipçim soruyor:
1- İslam’ın tek kanıtı sadece sizin gösterdiğiniz sayı mucizesi mi, bilimsel kehanetler vs. var mı?
Tabi ki tek kanıtı sayısal yapı değildir. Sayısal yapı Kur’an’ın insan sözü olmadığının kanıtıdır, başka hiçbir şeyi kanıtlamaz.
2- Bu mucize bilinmiyorken insanlar neden İslam’ı seçsin? 2400 yıllık kutsiyet açıklamaları, Platon-Aristoteles’den beri hep aynı.
İslam düşüncesi makul geldiği için insanlar kabul ederler. Sayısal yapı Kur’an’ın insan sözü olamayacağını kanıtladı diye kimsenin İslam düşüncesini benimsemesi beklenmez.
3- Eğer kitapta sayısal/bilimsel mucize yoksa, o sadece güzel bir edebi/felsefi kitap olur, hiçbir kutsallık kazandırmaz, aynen Platon veya Aristoteles gibi.
Eğer kitapta sayısal yapı (Kriptoloji) yoksa, bu kitabın insan tarafından taklit edilemeyeceği nesnel, objektif kriterler ile ortaya koyulması mümkün olmaz. Sayısal yapı metne kesinlikle kutsallık kazandırmaz.
Konuyu ciddi olarak ele alın, konsantre olun.
Bir yazının benzeri getirilemez deniyorsa, taklit edilemeyeceği söyleniyorsa, belli ki içinde bir Kriptoloji (Kriptografik Bulmaca – İş Kanıtı, Proof of Work – PoW ) vardır. Emek ispatı da denilen iş kanıtını bugünün teknolojisiyle tanışmış olan insanın anlaması zor değildir.
Emek İspatı: Bu Kriptoloji türü, bir Kod ve bu kodun doğrulama algoritmasından oluşan çok karmaşık matematiksel hesaplar yapmayı, bilgisayar kullanmayı gerektiren, çözümü matematiksel bir küme olarak karşımıza çıkan Kriptografik bir bulmacadır.
İş kanıtı, Proof of Work (PoW) : Bir tarafın (kanıtlayanın) diğerlerine (doğrulayıcılara), ortaya çıkmış sonuç için, belirli miktarda hesaplama çabasının harcandığını kanıtlayan bir kriptografik kanıt biçimidir. PoW algoritması, çok yüksek işlem gücü veya emek gerektiren bir matematik bulmacasını çözmeye benzer. Bulmaca zor olsa da, çözümün sağlamasını yapmak kolaydır.
Kriptolojinin bu kullanım şekli; bulmaca niteliğindeki bir dizi kurgudan ibarettir. Kurgulayanın varyasyonları tarayabilme gücüne göre bulmacanın zorluk derecesi artar. Kuralları belirlenmiş ve açıklanmış, sonuçları ortaya koyulmuş ve insanların benzerini yapamayacağı iddia edilen bir Kriptolojik bulmaca insan tarafından kurgulanamaz, yapılamaz. Eğer bir metinde olasılık değeri sebebiyle insanın yapamayacağı bir kriptolojik bulmaca ortaya çıkıyorsa o metin insan tarafından yazılmış olamaz. Kur’an bu özelliğe sahip bir metindir. İçindeki kriptolojik bulmaca ortaya koyulmuştur, insanlar tarafından varyasyonlarının taranamayacağını hesap edebildiğimiz bir kriptolojik bulmaca var karşımızda. Bu ortaya çıkan durum aynı zamanda bir emek ispatıdır, bir kriptolojik kanıttır. Bu kriptolojik bulmacayı benim kurguladığımı iddia etmek veya başka metinlerde de kurgulanabileceğini iddia etmek, konuyu (olasılık teoremini) bilmeyenlerin işidir ve bu söyledikleri; benzerini getiremedikleri, başka yazılarda bulup çıkaramadıkları sürece doğru olarak kabul edilmeyecektir.
İnsanlar anlamakta zorluk çekiyorlar, metinde matematiksel bir sistematik olduğunu göstermeye çalıştığımı zannediyorlar. Halbuki ben metnin benzerliğini ölçebilmek için metnin matematiksel modellemesini yapıyorum. Bu modelleme sonucunda insanın benzerini yapamayacağı kriptolojik bir bulmaca ortaya çıkıyor ve aynı zamanda metnin bu niteliğinin, getirilen yeni bir metinle olan benzerliğini nesnel olarak ölçmemize olanak sağlıyor.
Olayın merkezini, Kur’an iddiasını dile getiren bu ayetler oluşturur.
2. Bakara Suresi:
23. Ayet: Eğer kulumuza (Muhammed’e) indirdiğimizden (Kur’ân’dan) şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi (onun benzeri) bir sûre getirin, Allah’tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz.
24. Ayet: Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının.
10. Yunus Suresi:
38. Ayet: “Onu o (peygamber) uydurdu” mu diyorlar? De ki “Haydi siz de onun gibi (onun benzeri) bir sûre getirin ve Allah’tan başka, çağırabileceğiniz kim varsa onu da yardıma çağırın. Eğer sözünüzde sadık iseniz (bunu yapın).
Ayetleri iyi anladığınızı garanti etmek için aşağıdaki basit sorulara cevap veriniz;
1- “De ki” ifadesinin muhatabı kimdir? Kim diyecek? (Bugün için veya gelecekte, Kim diyecek?)
2- Ne diyecek?
3- Kime diyecek?
Bu sorulara vereceğiniz cevaplar yukarıdaki ayetleri çok daha iyi anlamanızı ve konuyu içselleştirmenizi sağlayacaktır. Burada 1. soruya bir Müslüman olarak “BEN DİYECEĞİM” diyebilmeniz çok önemlidir, kendinizi yoklayınız, “Bugün benim demem lazım, De ki ifadesinin muhatabı bugün benim” diyebiliyor musunuz? Peki ayette size “De ki” denilen ifadeyi yani “Onun benzeri bir sure getirin” diyebilecek misiniz? Getirilen 3-5 satır yazının Kur’an benzerliğinin nasıl ölçüleceğini biliyor musunuz?
Bu ayetleri okuduğunuzda, içinizde bir ihtiyaç hissetmiyorsanız, düşünce dünyanızda sorular oluşmuyorsa, şimdilik konuyu anlamaya hazır olmadığınızı söylemek isterim. Ayetleri tekrar tekrar okumanızı, içinizde ihtiyacın oluşup sorularınızın ortaya çıkmasını sağlamanızı, ondan sonra okumaya devam etmenizi tavsiye ederim. Ortaya çıkan soruların içselleştirilmesi konuyu anlamanızı çok kolaylaştıracaktır.
Yukarıdaki ayetleri okuyan her insanın düşünce dünyasında oluşmasını beklediğim sorular şunlardır;
1- Kur’an yazısında insanın yapamayacağı şey NEDİR? NASIL görebiliriz?
2- Kur’an yazısının, getirilen başka bir yazı ile benzerliğini NASIL ölçebiliriz?
Bu çalışma NEDEN ve NİÇİN sorularına cevap vermek için yapılmamıştır,
NASIL sorusuna cevap aramaktadır. Ve sorulan sorular çok açıktır.
Cevapları da çok açık ve bilimsel nitelikte verilmiştir.
Bu sorulara benim çalışmalarım net, bilimsel bir cevap üretmiştir.
Bu soruları sormayan, soramayan veya bu sorular ile ilgilenmeyen insanlara benim anlatabileceğim hiçbir şey yoktur. Eğer bu sorular sizin için anlamlıysa okumaya devam edininiz.
Kur’an yazısında insanın yapamayacağı şey nedir? Nasıl göreceğiz?
Getirilen 3-5 satır yazı ile Kur’an benzerliğini nasıl ölçeceğiz?
Yöntem nedir?
Öncelikle şunun farkında olunuz: Bu çalışma size bir inanç, bir itikat telkin etmiyor. Dini bir telkinde bulunmuyor, dini bir akide tarif etmiyor. Yani size dininizi öğretme gibi bir hedefi yoktur.
Bu çalışma; Sizin, Kur’an iddiasını fark etmenizi sağlamaya çalışıyor, Kur’an’ın sizden beklentisini hatırlatıyor. Size Kur’an’ın bu iddiasına nasıl sahip çıkacağınız ve bu iddiayı nasıl dile getireceğiniz konusunda bir yöntem öneriyor. Bu yöntem bilimsel bir yöntemdir. Tarihi bilgilerden, inançtan ve kutsiyetten soyutlanmış, tamamen güncel olarak elimizde bulunan bilimsel veriler ışığında objektif olarak ortaya koyulmuş bir yöntemdir. Bir Müslüman olarak siz bu yöntemi kullanmak zorunda asla değilsiniz. Eğer ihtiyacınızın farkındaysanız ve yöntemin işe yarayacağını düşünüyorsanız, yöntemi kullanmaya karar verirsiniz. Aksi taktirde, bütün İlahiyat camiası gibi yöntemi görmezlikten gelebilirsiniz. Bu sizin bileceğiniz bir iştir.
Siz olayı şöyle düşünün;
Tarihsel süreçleri, her türlü tartışmayı bir tarafa bırakın, İnanç ve kutsallığı da bir tarafa bırakın. Bir uzman olarak bana bir metin verdiğinizi düşünün ve bu metnin benzerliğini nasıl ölçebileceğimizi ve olabiliyorsa insanlar tarafından taklit edilemezliğini nasıl göstereceğimizi sorduğunuzu düşünün. Bunları neden yapıyorsunuz? Çünkü yukarıda verdiğim ayetlerden bu ihtiyacı hissediyorsunuz. İşte benim çalışmam size bu ihtiyaç duyduğunuz yöntemi tanıtıyor, sağlıyor. Hepsi budur.
İnsanlar, elli türlü yanlış anlıyor ve elli türlü yanlış dile getiriyorlar. Mucize çıkarmak, mucize uydurmak, bunları kendi kafandan uyduruyorsun! 1450 senedir bu kadar ulema bilemedi de, bir sen mi biliyorsun! Bu tip şeyler her kitapta bulunur! Kur’an’dan bilim çıkarmayın! Kur’an matematik kitabı değil! Kur’an’da 19 var mı? Yok mu? Örüntü var mı? Yok mu? Sistem var mı? Yok mu? Tevbe Suresi son iki ayet Kur’an’dan mı? Değil mi? vb. akla ziyan tanımlamalar, sorular, açıklamalar. Cahil insanların ifadeleridir bunlar. Konuyu önce benden öğrenmenizi sonra bu soruları tekrar gözden geçirmenizi tavsiye ederim.
Fahreddin er-Razi’nin konuyla ilgili söylediği bu ifadeyi ele alırsak;
Kur’an’ın benzerini getirmek ya mümkündür ya değildir. Mümkün değilse zaten mucizedir. Mümkünse buna rağmen getirilmemiş olması yine mucizedir. Sonuç: Kur’an her hâlükârda mucizedir.
(Fahreddin er-Razî)
Benim düşünceme göre Fahreddin er-Râzî’nin bu ifadesi bir çok yönden hatalar barındırıyor. Kur’an’ın benzerini getirmek mümkündür, eğer mümkün olmadığı halde Kur’an tarafından benzerinin getirilmesi talep edilseydi bu bir mantıksal çelişki olarak ortaya koyulurdu. Fakat burada yanlış anlaşılan çok önemli bir detay vardır. “Kur’an’ın benzerini getirmek mümkündür, fakat insanın kapasitesi yetmez.” demek konuyu daha doğru anlamamızı sağlayacaktır. Bu bir kapasite meselesidir. Çünkü Kur’an ayetlerinde Kur’an’ın benzeri getirilemez denmez! İnsanlar ve Cinler Kur’an’ın bir benzerini getiremezler denir.
Müslümanların bu konuyla ilgili teknik olarak bilmesi gerek ilk ve en önemli detay; Siz Kur’an benzerliğini nesnel olarak objektif kriterler ile ölçemiyor ve benzerinin getirilebilmesi için gerekli olan kapasiteyi ortaya bilimsel olarak koyamıyorsanız, bu iddiayı dile getiremezsiniz. Yani, öznel yargılar veya değerlendirmeler ile belagat, edebi derinlik, kelimelerdeki anlam zenginliği gibi sanatsal olguları karşılaştırarak matematiksel bir kesinlikte benzerlik ölçümü yapamazsınız, dolayısıyla bu iddiayı eğer öznel yargılar ile benzerlik ölçümü yaparak ortaya koyarsanız, hiç bir bilimsel ortamda dile getiremezsiniz, kimse dikkate almaz. Bugüne kadar bilimsel çevrelerin veya Ateistlerin, Deistlerin bu iddiayı dikkate almama ve benzer bir metin yazma girişiminde bulunmama sebeplerini, İslam aleminin Kur’an’ın bu iddiasını nesnel ölçütler ile ortaya koyamamasına bağlıyorum.
Kur’an iddiası çok açıktır:
2/23: Eğer kulumuza (Muhammed’e) indirdiğimizden (Kur’ân’dan) şüphe içinde iseniz, haydi onun benzeri bir sûre getirin, Allah’tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz.
2/24: Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının.
10/38: “Onu o uydurdu” mu diyorlar? De ki “Onun benzeri bir sure (4-5 satır yazı) getirin ve Allah’tan başka, çağırabileceğiniz kim varsa onu da yardıma çağırın. Eğer sözünüzde sadık iseniz (bunu yapın).”
İnsanın yapamayacağı şey nasıl tanımlanmalıdır
Kur’an iddiasını iyi anlamak için öncelikle “İnsanın yapamayacağı bir şeyi nasıl tanımlamalıyız?” sorusuna bilimsel olarak bakış açımızı ortaya koyan bir cevap verelim. Bir şeyin insan tarafından yapılamayacağını iddia edebilmemiz için, gerekli olan kapasiteyi hesaplayarak, açıkça ortaya koymalı ve insanın kapasitesiyle karşılaştırarak yetersizliği açıkça gösterebilmeliyiz. Aksi taktirde iddia bilimsel bir nitelik taşımaz ve bugünün insanı için ikna edici olmaz. Gerekli olan Kapasite hesabını bilimsel olarak ortaya koymadan ve insan kapasitesinin yetersizliğini açıkça göstermeden bir şeyin insan tarafından yapılamayacağını iddia etmek, meydan okumak bugünün Müslümanlarına hiç yakışmamaktadır. Maalesef bugüne kadar Müslümanlar tarafından Kur’an’ın bu büyük meydan okumasıyla alakalı ne bir kapasite hesabı ortaya koyulabilmiş, ne de insan kapasitesiyle karşılaştırılarak insan yetersizliği bilimsel bir şekilde gösterilebilmiş değildir. Bu çalışmanın bu konudaki önemli bir eksikliği giderdiğini söylemek isterim. Çalışmalarımızın sonucu olarak, Kur’an’daki kriptolojinin bir benzerinin oluşturulabilmesi, dolayısıyla bu kriptolojiyi barındıran benzer bir metnin yazılabilmesi için gerekli olan bilgiişlem kapasitesini hesaplayabiliyoruz, bugün ve uzak gelecekteki insanın ulaşabileceği bilgiişlem kapasitesiyle karşılaştırdığımızda yetersizliği çok açık bir şekilde ortaya koyabiliyoruz.
Yazı cümlelerden, cümleler kelimelerden, kelimeler ise harf kombinasyonlarından oluşur. Bunların hepsi nesneldir, ölçülebilirler. Ölçülebilen bir şeyin, benzerliği (dengi – misli) yani matematiksel ifade edersek, katları, misli – dengi tanımlıdır, yine ölçülebilir.
Data analistleri olan konunun uzmanları için şu teknik açıklamayı yapalım:
Metnin bütün bloklarını sayısallaştırarak ölçüme tabi tutarsanız, ortaya çıkan ölçümü karşılayacak metin birebir aynı metin olmak zorunda kalır yani benzerini talep etme imkanı olmaz. Bu durumu SHA256 algoritmasının Checksum sonucuna benzetebiliriz. SHA-256, veri bloklarını alır ve bu blokları işleyerek benzersiz, 256-bitlik bir özet değeri (hash değeri veya checksum değeri) üretir. Fakat eğer metnin sadece belli özellikler arz eden belirteçleri ölçülürse, bu ölçümün sonucunda bir denklik kümesi tanımlanabilir. Tanımlanan denklik kümesini sağlamak koşuluyla metnin benzerinin üretilmesi mümkün olur ve talep edilebilir duruma gelir. Metnin belirteçlerinin ölçüm standartları da belirlendiğinde, metnin benzerlik ölçüm yöntemi tanımlamış olur.
Yazının yani kelimelerin veya cümlelerin anlamları, ifade ettikleri değer yargıları özneldir, ölçülemezler. Dolayısıyla bir yazının kesin bir benzerlik ölçümü anlamsal bakımdan yapılamaz. Yazının kesin bir şekilde benzerlik ölçümü, ancak nesnel öğelerinin ölçümü ile yapılabilir.
Kur’an ayetleri muallak yani kesin olarak gerçekleştirilemeyecek bir şeyi Müslümana “De ki” şeklinde yöneltmez, yani olmayacak bir şeyin yapılmasını Müslümandan istemez. Bunu Kur’an’a yakıştırmak, Kur’an’a, ayete büyük iftiradır.
Sonuç olarak:
Sizlere, benzerlik ölçümünün nasıl bir nesnel yöntemle yapılabileceğini tanıtıyorum ve Ateist, Deistlere benzerini getirin diyorum. Ne Müslümanlar, ne Ateist ve Deistler bir satır bile yorum yazamıyorlar, benzerini getiremiyorlar. Denemeler yaparak, ne demek istediğimi kendi gözlerinizle görerek, yöntemi daha kolay anlayabilirsiniz. Buyurun aşağıda verdiğim linkteki WEB sayfamı inceleyin, denemelerinizi yapın. Bırakın 3-5 satırlık yazıyı, Kur’an’daki 4 kelime ve 19 harften oluşan BESMELE cümlesinin bile benzerini getiremezsiniz. Benzerini getiremediğinizi 10 dakika içinde kendiniz hemen fark edeceksiniz. Yanınıza yardımcı olarak Allah’tan başka kimi isterseniz alın ve yeniden deneyin, yardıma çağırdıklarınızın size cevap veremediklerini göreceksiniz, bundan sonra karar sizin, sorumluluk sizindir.
BESMELE cümlesine benzer bir cümle getirme/yazma denemelerinizi bu linkten yapabilirsiniz.
Lütfen yeniden düşünün. Dört kelime ve on dokuz harften oluşan bir cümlenin barındırmış olduğu kriptolojik özelliklere sahip başka bir cümle, sadece bir cümle, nasıl olurda insanlık tarafından getirilemez!!? İnsanlar bir cümlenin benzerini neden getiremezler. Kendinize bunu açıklamaya çalışın.
Bunun ötesinde, konuşulacak, tartışılacak bir şeyin kaldığını düşünmüyorum.
KUR’AN İNSAN SÖZÜ OLAMAZ
Şimdi konuyla ilgili diğer soruları cevaplayalım.
Ne işe yarar?
Sayısal Yapı Kur’an’ın:
• Benzerliğinin ölçümünü sağlar. Kur’an iddiası referans ayetleri 2:23-24, 10:38, 11:13-14.
– (Onun yani, Kur’an’ın benzeri olduğu iddia edilen, ölçek bazında bir veya on sure olarak getirilen yazının veya bütün bir kitabın Kur’an benzeri olup olmadığını ölçebilirsiniz)
• İnsanlar tarafından taklit edilemezliğini sağlar. Kur’an iddiası referans ayetleri 2:23-24, 17:88.
(İnsanlar Kur’an’ın bir benzerini getiremezler. Buradaki yetersizlik bilgi yetersizliği değil, bir kapasite yetersizliğidir. Kapasite ölçülebilir bir olgudur. Kapasite ölçümünü yapabildiğimiz için bu yargıya bilimsel olarak, bir ölçüm sonucunda varıyoruz.)
Başka bir ifadeyle; İnsanın Kur’an metni (yazısı) üzerinde neyi yapamayacağının görülmesini sağlar.
• Korunduğunu gösterir, korumaz, koruyamaz. Kur’an iddiası referans ayetleri 15:9, 6:115, 18:27.
– (Kur’an’ın Hafızlık ve Vahiy Katipliği Müesseseleriyle korunduğunu gösteren bir delildir. Fakat bir yazının Kur’an’a ait olup olmadığını belirleyebilme gibi bir işlevselliği yoktur. Koruma fonksiyonunu yapan, çalışan, etken bir sayısal sistem değildir, böyle bir sistem yoktur.)
Bugün için bilgimiz bu şekildedir.
Yapılan modelleme sayesinde, getirilen ve Kur’an benzeri olduğu iddia edilen yeni bir metin ile Kur’an metninin matematiksel (kriptolojik) benzerliği ölçülebilecektir. Ve bu şekilde Kur’an’ın en büyük iddiası olan “Kur’an benzerini insanlar getiremezler” iddiası herkes tarafından gözlemlenebilecek, ölçülebilecek ve anlaşılabilecektir.
Ortaya koyulmuş yöntemin birileri tarafından veya bir merci tarafından kabul edilmesi beklenmez, böyle bir onaya ihtiyacı yoktur. Çünkü herhangi bir onay veya ret kararı, karşı iddia sahiplerinin benzerini getirebilme veya getirememe durumunu değiştirmeyecektir. Mesele karşı iddia sahiplerinin Kur’an benzeri bir yazı getirmeleriyle ilgilidir. Bu noktada sadece iki seçenek mevcuttur.
1- Benzerini getirirsiniz,
2- Benzerini getirmezsiniz,
Yöntem size başka seçenek bırakmaz.
İnsanlar Ne zannediyorlar ?!!
(İnsanların konuyla ilgili yanlış beklentileri, bakış açılarını çok büyük oranda kısıtlıyor.)
Kur’an’ın sayısal yapısının;
1- Kur’an’ı koruduğunu zannediyorlar, böyle bir beklenti içine giriyorlar. Hatalı, böyle bir işlevi yok. Kur’an iddiasına göre böyle bir işlevi olması gerekmiyor.
2- Her hangi bir yazının Kur’an’a ait olup olmadığının kontrolünü yapacağını zannediyorlar. Hatalı, böyle bir işlevi yok. Kur’an iddiasına göre böyle bir işlevi olması gerekmiyor.
3- Kur’an’daki tek tek her surenin, her ayetin insan sözü olup olmadığını ispatlayacağını zannediyorlar. Hatalı, böyle bir işlevi yok. Kur’an iddiasına göre böyle bir işlevi olması gerekmiyor.
Yukarıda saydığım bu ön yargıların hepsi Kur’an’ın korunmuşluğu konseptinde ele alınacak konulardır. Sayısal yapı Kur’an’ın “Korunduğunu gösterir, korumaz, koruyamaz” şeklinde bu detayı yukarıda ifade etmiştim.
Kur’an Sayısal Yapısı esas olarak Kur’an iddiasının nesnelleştirilmiş bir şeklidir. Dolayısıyla bu detayları iyi anlamak için Kur’an iddiasını çok iyi anlamak gereklidir. Kur’an Sayısal Yapısı, Kur’an iddiasının dışında bir işlevselliğe sahip değildir, bu iddianın dışında, sizin kafanızdaki oluşan bütün sorulara cevap vermesi beklenemez. Kur’an iddiasını aşağıdaki ayetten kolayca görmeniz mümkündür. Bu iddiayı benzer şekilde dile getiren 2. Bakara suresi 23 ve 24. ayetler, 11. Hud suresi 13 ve 14. ayetler ve 17. İsra suresi 88. ayet vardır.
10. Yunus Suresi 38. Ayet: “Onu o (peygamber) uydurdu” mu diyorlar? De ki; “Haydi siz de onun gibi bir sûre getirin ve Allah’dan başka, çağırabileceğiniz kim varsa onu da yardıma çağırın. Eğer sözünüzde sadık iseniz (bunu yapın).
Yukarıdaki Kur’an ayetinde “Onu” veya “Onun” kelimeleriyle bir bütün olarak Kur’an kastedilmektedir. Kur’an’ın şu veya bu suresi kastedilmemiştir. İnsanlar tarafından benzeri getirilemeyecek, taklit edilemez olan Kur’an’dır. Ayetin doğru anlaşılması için kelime kelime tercümeyi yaparsanız daha doğru anlayacaksınız.
10. Yunus Suresi 38. Ayet:
أَمْ يَقُولُونَ ٱفْتَرَىٰهُ قُلْ فَأْتُوا۟ بِسُورَةٍ مِّثْلِهِۦ وَٱدْعُوا۟ مَنِ ٱسْتَطَعْتُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ
Ayetin Arapçasını inceleyiniz. “bi suretin mislihi” bir sure ile benzerini onun, denmektedir.
Daha doğru bir Türkçe ile “bir sure ile onun benzerini” denmektedir.
Burada bir sure ifadesi bize bir yazı formatı tanımlamaktadır.
Bir açılış cümlesi, Besmele benzeri olmalıdır ve Besmele cümlesinin benzerlik özellikleri ayrıca tanımlanmıştır. Ve buna ilave olarak min üç ayet yani, nazım türünde üç dizeden oluşan bir yazı, toplamda min. dört satırlık bir yazı tarif edilmektedir.
İstatistik literatüründe buna ÖRNEKLEM denmektedir.
Örneklem bir bütünün özelliklerini temsil kabiliyetine sahip küçük parçası anlamındadır.
Ne değildir ?!!
Bir yazının Kur’an’a ait olup olmadığını belirleyebilme gibi bir işlevselliği yoktur.
Bir başka deyişle, Kur’an’dan her hangi bir surenin veya ayetin
Kur’an’a ait olup olmadığının belirlenmesinde değil,
insanlar tarafından yazılıp getirilen ve Kur’an benzeri olduğu iddia edilen bir yazının
Kur’an benzeri olup olmadığının ölçülmesi için kullanılır.
(Dengi – Misli – Matematiksel olarak katı – aynı denklik kümesinde olup olmadığının kontrolü)
Kur’an’ı koruma işlevi yapan, etken bir sistem/yöntem değildir.
Bu çalışmada ortaya çıkan sayılara,
sayısal yapılara veya diğer sonuçlara
herhangi bir ezoterik veya ilahi anlam yüklenmemiştir.
Bu çalışma kesinlikle Nümeroloji
veya
diğer bir ifadeyle Hurûfilik değildir.
Bu çalışmanın bu şekilde bir yaklaşımı asla yoktur.
Ömer Çelakıl’ın Kur’an-ı Kerim’in Şifresi, Edip Yüksel (Reşat Halife)’in “19 mucizesi”, gibi benzeri olarak görünen çalışmalar ile hiç bir alakası yoktur. Lütfen benzerleriyle karıştırmayınız.
Okumaya devam etmeden önce, okuyucudan özellikle talebim,
yukarıda yazdığım açıklamaları iyi kavramasıdır.
Kur’an Sayısal Yapısı Kur’an’ın neresinde?
Kur’an Sayısal Yapısının, Kur’an’daki konumunu, yerleşimini insan anatomisine benzeterek tarif etmek mümkündür;
1- Besmele cümlesinin kodlamalarını ve bu kodlamalara bağlı, iç-içe geçmiş Ha-Mim kodlamalarını beyin olarak düşünebiliriz.
2- Mushaf fihristindeki Çift ve Tek sayısal simetri – 7 ve 19 ikili kodlamalarını insan bedenindeki omurgaya benzetebiliriz.
3- Kur’an’ın bütün surelerine nüfuz etmiş Allah lafzı ve Besmele kelimeleri kodlamalarını da Damar ve Sinir sitemine benzetebiliriz.
Sözünü ettiğimiz bütün kodlamalar aynı insan vücudundaki bu organ ve yapılar gibi birbirleriyle bağlantılıdırlar. Kur’an sayısal yapısını tek bir modelleme, tek bir örüntü modeli (pattern) olarak düşünüp, Kur’an’ın her noktasında aynı modellemenin veya örüntünün olmasını beklemek insanların Kur’an metni dışında kendi düşüncelerinde ürettikleri bir beklentidir. Kur’an sayısal yapısıyla ve Kur’an iddialarıyla bir ilgisi yoktur. Bizim Kur’an Sayısal Yapısını şekillendirmek veya tasarlamak gibi bir lüksümüz yoktur. Buna gücümüz de yetmez. Çünkü Matematiksel yapı devasa büyüklükte ve çok karmaşık ilişkiler barındırmakta ve olasılık değerlerine baktığımızda, insanlar tarafından taklit edilemez niteliktedir. Biz Kur’an metninde ne görüyorsak, modellemesini yaparak sayısal yapıyı ortaya çıkarmış durumdayız. Henüz göremediğimiz birçok detayın olduğunu da kabul etmek gerekir. Ortaya çıkarılan bu matematiksel modelleme bize Kur’an metni ile bir başka metnin benzerliğini ölçüm imkânı sağlamaktadır. Kur’an’ın bu sayısal modellemesi sonucunda ortaya çıkan birbirlerine bağlı denkliklerin oluşturduğu varyasyonu tarayarak bir benzerinin oluşturulması mümkün gözükmemektedir. Bunu yaklaşık olarak da olsa olasılık hesabı şeklinde hesaplayabiliyoruz.
Konuyla ilgili, Sayın Bülent Sungur’un Twitter hesabındaki bu mesajını buraya not olarak bırakıyorum, gelen itirazlara çok güzel cevap veriyor. Okumanızı öneririm.
Önemli gördüğüm, konuyu anlamanızı sağlayacak bir soruyla devam edelim:
Bir bilgisayar programı için Kur’an metni nedir, ne anlam ifade eder? Cevap çok basit, bir bilgisayar programı için Kur’an metni sadece bir yazıdır.
Peki, Kur’an’da yani bu metinde, insanın bugün veya gelecekte yapamayacağı bir şeyi bana göstermek ister misiniz? Bu yazıda böyle bir şey gördünüz mü? Biliyor musunuz?
Ben gördüm, biliyorum. Dilerseniz sizlere gösterebilirim, ölçebilirsiniz, hatta kendiniz deneyerek yapamadığınızı görebilirsiniz.
“Ben yapamıyorum fakat başka insanlar bilgisayarları, hem de bugünün gelişmiş bilgisayarları olan Quantum bilgisayarlarını kullanarak, bütün varyasyonları tabi ki rahatlıkla tarayarak yapabilirler.” diye düşünüyorsanız aşağıdaki paragrafta bunun mümkün olamayacağını açık bir hesap ile sizlere göstermeye çalıştım.
Matematiğin Gücü ve İmkansızı Görmek
Matematiğin gücünü çoğu insan maalesef üstel sayıları algılayamadığı için doğru değerlendiremiyor. Aşağıdaki resimde örnek olarak tasarlanmış, büyüklüğünü izah dahi edemeyeceğimiz bir bilgiişlem sisteminin dehşet büyüklükteki varyasyon tarama kapasitesini görebilirsiniz. 100 basamaklı bir sayı grubu içinden her hangi bir sayıyı yazmak 2 dakikamızı alır, fakat bu sayıyı bulmak için bütün varyasyonları taramaya Evrenlerin ömrü yetmez. Kur’an’ın insanlar tarafından taklit edilemezliği neden matematikle ilgilidir, işte buradan çok iyi anlayabilirsiniz.
“Kur’an’da insanın yapamayacağı bir şeyi bana göstermek ister misiniz?” diye sorduğum insanların çok büyük bir çoğunluğu, ciddi bir şaşkınlık yaşıyorlar, olayı beyinlerinde toparlamakta zorluk çekiyorlar. Çünkü Kur’an biz Müslümanlar için bir metinden çok daha fazla bir anlama sahiptir. Bizim için Kur’an, Allah kelamı, Allah’ın sözüdür, kutsaldır. Dolayısıyla nesnel düşünmekte çok zorlanıyoruz ve metin ile anlamı, yani bizim o yazıya yüklediğimiz anlamı, kutsallığı birbirine karıştırıyoruz. Bu yüzden yukarıdaki soruda, insanın anlam dünyasını devre dışı bırakarak, bir bilgisayar programını öne çıkardım ve sordum. Konu bilgisayarın algılaması olduğunda, Kur’an metni sadece bir yazıdan ibarettir, bizim insan olarak yüklediğimiz anlamları, o yazıya bilgisayar yüklemeyecektir. Peki bu açıdan baktığımızda, yani nesnel olarak baktığımızda, siz veya kim, bana bu yazıda insanın bugün ve gelecekte yapamayacağı bir şeyi gösterebilir? Siz hiç böyle bir şey gördünüz mü, şahit oldunuz mu?
Kur’an metninin, yani bu yazının bir benzerinin (mislinin – denginin – katının) insanlar tarafından getirilemeyeceği, yapılamayacağı Kur’an’da açık bir şekilde 4 ayrı ayette (2:23, 10:38, 11:13, 17:88) vurgulanmış, iddia edilmiştir. Benzerliğin nesnel olarak, yani kriterler vasıtasıyla ölçebileceğimiz şekilde ortaya koyulması gereklidir. Kişilerin kendi iç dünyalarında, inançlarında yazıya verdikleri anlamların ölçülmesini beklemek, bu noktada benzerlik ölçümünü yapmak mümkün değildir. Eğer benzerlik ölçümünü yapacaksak, ki bu bir inkar eden kişinin getirdiği ve Kur’an benzeri olduğunu iddia ettiği bir yazı ile Kur’an metninin benzerliğinin ölçümü olacaktır, dolayısıyla bu ölçüm her iki tarafın da kesin bir bilgi ile görebileceği, ölçebileceği ve sonuçları kabul edebileceği nitelikte, insandan bağımsız, yani nesnel olmalıdır.
Peki, ne var bu yazıda ki, insanlar bunu bugün ve gelecekte yapamazlar? Şimdi bunu açıklayalım;
Bu yazıda, yani Kur’an metninde kod vardır. Bu kod sayısal bir yapıdadır. Matematiksel bir niteliktedir. Yazının girişinde çok kısa olarak değinmiştim. Biz buna kısaca Kur’an-ı Kerim’in Sayısal Yapısı veya kodlaması veya Kur’an metni matematiksel benzerlik modellemesi diyebiliriz.
İnsanlara Kur’an metni benzerlik modellemesinin bir kriteri olan ve 19’u sağlayan bir matematiksel denklik, bir modelleme gösterdiğinizde, hemen bu modellemenin metnin diğer bölümlerinde de aynı şekilde gösterilmesini bekliyorlar. Yani bir örüntü görmek istiyorlar. 19’un metnin bütün bölümlerinde olup olmadığını öğrenmek istiyorlar. Ben bu soruya başka bir soruyla cevap vereyim. Bir evin bütün odalarında musluk var mı? Yok!! Neden Yok? Çünkü gerekli değil. Anlıyor musunuz, olay bir gereklilik, yani işlevsellik konusudur. İnsanların bu yaklaşımı sistematik beklentisinden, arayışından kaynaklanıyor, yanlış mı? Hayır yanlış değil. Fakat, Kur’an metni Benzerliğinin Matematiksel Modellemesinde örüntüler olmazsa olmaz değildir, kuralların tanımlanmış olması ve işlevsellikleri önemlidir. Eğer kurallar ve bir amaç, hedef tanımlanmış ise ve yapının işlevselliği bizi bu hedefe ulaştırıyorsa, yani matematiksel modelleme çalışıyorsa olay tamamlanmış demektir. Aynı günümüzde Kredi Kartı Numaralarında kullanılan Luhn Algoritmasında olduğu gibi. Kurallar tanımlanmış, işlevsellikleri belli, herhangi bir örüntüye ihtiyaç duyulmamış. Luhn Algoritması konuyu anlamanız için çok basit ve güzel bir örnek teşkil ediyor. Aşağıdaki resmi tıkladığınızda Luhn Algoritmasını canlı deneyebileceğiniz bir WEB sayfasına ulaşmanız mümkündür.
Kur’an Sayısal Yapısının modellemesinde matematiksel benzerlikler, denklikler halinde, kriterler olarak tanımlanmıştır. Bu kriterler birbirlerine bağlıdırlar, yani kriterler metindeki aynı bilgi parçacıklarını kullanarak oluşurlar, dolayısıyla aralarında matematiksel bir bağlantı vardır. Kriterlerin olasılık değerleri çarpılmak suretiyle birbirlerine eklenir ve bir noktadan sonra olasılığın varyasyon değeri astronomik değerler almaya başlar, insanlığın ulaşabileceği sınırların ötesine geçer. Bu sebepten dolayı insanlık bu sayısal yapının bir benzerini üretemez ve bu sayısal yapıyı barındıran benzer bir metin getiremez, yani Kur’an’ın bir benzerini insanlar getiremezler. Benzerlik Kriterlerinin bir bölümünü görmek için aşağıdaki link’i kullanabilirsiniz.
Matematiksel modeli oluşturan kriterlerin birbirlerine bağlantı şeması
Bu matematiksel özellikleri, Kur’an’ın benzerlik kriterleri olarak ifade ediyorum. Kriterlerin, kitabın verdiği doğal sıraya göre, sayıların dizilimlerinden oluştuğunu belirtmek isterim. Bu noktayı kaçırmayınız. Burada bir düzen veya kurallar vardır ve düzeni veya kuralları kitabın kendi doğal yapısı, doğal sıralaması oluşturmaktadır.
Kur’an Benzerlik Kriterleri Nelerdir? bu linkten görebilirsiniz.
Pratik olarak uygulamak istersek:
Kur’an metni benzerlik ölçüm yöntemini aşağıda verdiğim küçük örnekte görmeniz ve anlamanız mümkündür. Yöntemi kullanmayı öğrenmek yerine, Kur’an metni benzerlik ölçüm yönteminin teknik detaylarını öğrenmeye çalışırsanız uzun zaman alır, uzmanlık gerektirir. Her insanın yapabileceği bir iş değildir. Dolayısıyla uzman olmayanlara tavsiyem, siz bu uygulamayı etkin olarak kullanmayı öğrenin, Kur’an iddiasına sahip çıkın ve dile getirin. Teknik detaylarına girmeyin, işin bu tarafını uzmanlara bırakın.
Aşağıda, “Bir yazının nasıl olurda benzeri getirilemez?” sorusuna verdiğim cevabı anlamanız için benzerlik ölçme yönteminin uygulandığı küçük örnek hazırladım. Atasözlerinden oluşan üç, dört satırlık yazı üzerinde Kur’an kodlamasını uyguladım, benzerliğin nasıl ölçüldüğünü kendi gözlerinizle hemen görebilir veya kendi ellerinizle hemen bu WEB sayfasında (Kısa Yazı Denemeleri) deneyimleyebilirsiniz. Denerseniz onun benzerini yapamadığınızı 10 dakika içinde anlarsınız.
Yazının ilk satırı açılış cümlesi olduğu için satır numarası verilmemiştir.
Açılış cümlesi benzerlik kriterleri için KUR’AN Kodları menüsünden Besmele Kodlarına bakınız.
Aşağıda verdiğim resimlerdeki linklerde Kur’an orijinal kodlamasını izleyebilir, yukarıdaki küçük örnek ile mukayese edebilirsiniz. Videoları izleyin ve anlatılan uygulamaları kendi bilgisayarınızda yapın, gençlere öğretin, yakınlarınıza, tanıdıklarınıza olayı aktarın. Kur’an iddiasına sahip çıkın ve dile getirin.
Bu çalışma NEDEN ve NİÇİN sorularına cevap vermek için yapılmamıştır,
NASIL sorusuna cevap aramaktadır. Ve sorulan sorular çok açıktır.
Cevapları da çok açık ve bilimsel nitelikte verilmiştir.
———————————————-
Web sayfası hazırladım Kur’an’daki Ha-Mim sureleri dediğimiz 40. sureden, 46. sureye kadar olan 419 (ayet) satırlık bölümünü web sayfasında ilgili bölümlere yazdım. Matematiksel modellemenin sonuçlarını hemen aşağıda kriterler olarak görmeniz mümkündür. Burada bilgisayar nasıl ölçüyor, neyi değerlendiriyor, açıkça bütün detayına kadar yazdım, hepsini görme imkanınız var. Sizin yapacağınız işlem; “ SIFIRLA ” tuşunu kullanarak ortamı temizledikten sonra kendi uydurduğunuz sözde ayetlerinizi yazıyorsunuz ve “ Kodları Çözümle ” tuşunu kullanarak bilgisayarın ölçümleri yapmasını sağlıyorsunuz ve bilgisayar size yazdığınız metnin Kur’an benzeri olup olmadığını kriterler ile gösteriyor. “ Örnek Türkçe Metin ” tuşunu kullanarak sizin için hazırladığım örnek bir Türkçe metni yükleyerek ölçüm yapabilirsiniz veya yüklenen metin üzerinde değişiklikler yaparak denemeler yapabilirsiniz. Metnin Kur’an metni ile tamamen benzer olabilmesi için kriterlerin hepsinin doğrulanması yani yeşil olması gerekiyor.
Denemelerinizi bu linkten yapabilirsiniz
Yine bu noktada, Kur’an’ın bir benzerinin belagat, edebiyat ve diğer bu gibi ölçülmesi çok zor olan yapılara bağlayanların bu söylediğim gibi bir bilgisayar programı yapmalarını beklerim. Metin programa girildiğinde, bilgisayar gerekli ölçümleri yapsın ve bize yazılan metnin Kur’an benzeri olup olmadığını söylesin.
Benim yaptığım çalışmada, Kur’an metni içindeki matematiksel özellikleri kullanarak bunu başarmış bulunuyorum.
———————————————-
Benzerliğin matematiksel modellemesi olarak, Kur’an’da bir grup suredeki özellikle belirtilmiş harflerin sayılarını getireceğim önünüze.
Bu sayılar, doğal sıralamalarının üzerinde bazı matematiksel özelliklere sahiplerdir,
bu matematiksel özelliklere sahip, benzer sayıları ve diğer kriterleri sağlayan kodlamaları
siz veya insanlık getiremez.
Denemesi çok basit; Sayıları ve birbirine zincir şeklinde bağlı olan 86 matematiksel özelliğinden ilk 3 özelliğini aşağıda veriyorum, kendini denemek isteyen denesin.
Sayı dizisi 7 adet 3 basamaklı ve 2 basamaklı sayılardan oluşur.
Bu sayılar Kur’an’daki Ha-Mim Surelerindeki Ha ve Mim harflerinin sayılarıdır.
Sayıların toplamı 19’a tam olarak bölünür.
380 + 64 + 276 + 48 + 300 + 53 + 324 + 44 + 150 + 16 + 200 + 31 + 225 + 36 ≡ 0 (mod 19)
Kodlama harflerinin toplamının,
harf sayılarının basamaklarındaki sayıların toplamına
bölümü (oranı) 19’a eşit olmalıdır.
380 + 64 + 276 + 48 + 300 + 53 + 324 + 44 + 150 + 16 + 200 + 31 + 225 + 36
———————————————————————————————————————————————– = 19
3+8+0 + 6+4 + 2+7+6 + 4+8 + 3+0+0 + 5+3 + 3+2+4 + 4+4 + 1+5+0 + 1+6 + 2+0+0 + 3+1 + 2+2+5 + 3+6
Sayı dizisi İki ayrı gruba ayrıldığında da aynı sistematik çalışır.
380 + 64 + 276 + 48 + 300 + 53
————————————————————————- = 19
3+8+0 + 6+4 + 2+7+6 + 4+8 + 3+0+0 + 5+3
324 + 44 + 150 + 16 + 200 + 31 + 225 + 36
—————————————————————————– = 19
3+2+4 + 4+4 + 1+5+0 + 1+6 + 2+0+0 + 3+1 + 2+2+5 + 3+6
İkiye ayrılan grupların ilk sayı grupları (3 basamaklı ve 2 basamaklı)
kendi içinde yer değiştirildiğinde de aynı sistematik çalışır.
324 + 44 + 276 + 48 + 300 + 53
————————————————————————- = 19
3+2+4 + 4+4 + 2+7+6 + 4+8 + 3+0+0 + 5+3
380 + 64 + 150 + 16 + 200 + 31 + 225 + 36
—————————————————————————– = 19
3+8+0 + 6+4 + 1+5+0 + 1+6 + 2+0+0 + 3+1 + 2+2+5 + 3+6
Sayıların toplamının,
basamaklarındaki sayıların toplamına
bölümü (oranı) 19’a eşit olacak şekilde
3’lü ve 4’lü gruplar halinde dört alt grubu olmalıdır.
Sayılar doğal sırasına göre ardışık yazıldığında oluşan 35 basamaklı sayı 19’a tam olarak bölünür.
380 64 276 48 300 53 324 44 150 16 200 31 225 36 ≡ 0 (mod 19)
=19 x 2003382972789754339165798000164344
Kodlama harf sayılarının oluşturduğu tablonun satır gruplarının sırasıyla ardışık dizilimi
19’a tam olarak bölünmelidir.
35 basamaklı sayının 19’a tam olarak bölündüğünü web adresinden kontrol edebilirsiniz
https://goodcalculators.com/big-number-calculator/
Yukardaki sayı gruplarını inceleyiniz,
Ha-Mim Surelerindeki Ha ve Mim Harflerinin sayılarından oluşur. Yukarıdaki sayısal düzeni oluşturmak için, yaklaşık olarak 513 Milyon varyasyonu taramanız gerekir. Şimdilik size bu kadar yeter …
Kolay, bende yaparım diyorsanız, buyurun yapın. Buradan başlayın, sonra devamını yapmak isterseniz videoları izleyin.
Bakalım nereye kadar yapabileceksiniz.
“Nasıl olsa bu sayısal yapı 1400 sene önce insan tarafından yapıldı” diyorsanız, şimdi sizin bilgisayarlarınız da var, avantajlarınız çok fazla. Yapın bakalım yapabiliyorsanız.
Bakın konuyu daha iyi anlayabilmeniz için kendi yaptığım benzer bir sayı grubunu paylaşıyorum, yapmanız gereken böyle bir şey. Öncelikle, getireceğiniz sayıların büyük bir çoğunluğu Kur’an örneğindeki sayılardan farklı olmalı. Yani, yeni sayılar, size özgü sayılar olmalı.
240 + 71 + 230 + 94 + 260 + 93 + 307 + 61 + 219 + 80 + 291 + 41 + 308 + 42 ≡ 0 (mod 19)
Benim örnek olarak verdiğim sayılar yukarıdaki denklikleri sağlıyorlar.
240 + 71 + 230 + 94 + 260 + 93 + 307 + 61 + 219 + 80 + 291 + 41 + 308 + 42
—————————————————————————————————————————————— = 19
2+4+0 + 7+1 + 2+3+0 + 9+4 + 2+6+0 + 9+3 + 3+0+7 + 6+1 + 2+1+9 + 8+0 + 2+9+1 + 4+1 + 3+0+8 + 4+2
Sayı grupları 3 basamaklı ve 2 basamaklı sayılardan oluşur. İki ayrı gruba ayrıldığında da aynı sistematik çalışır.
240 + 71 + 230 + 94 + 260 + 93
————————————————————– = 19
2+4+0 + 7+1 + 2+3+0 + 9+4 + 2+6+0 + 9+3
307 + 61 + 219 + 80 + 291 + 41 + 308 + 42
——————————————————————————— = 19
3+0+7 + 6+1 + 2+1+9 + 8+0 + 2+9+1 + 4+1 + 3+0+8 + 4+2
İkiye ayrılan grubun ilk sayı grupları (3 basamaklı ve 2 basamaklı) kendi içinde yer değiştirildiğinde de aynı sistematik çalışır.
307 + 61 + 230 + 94 + 260 + 93
————————————————————– = 19
3+0+7 + 6+1 + 2+3+0 + 9+4 + 2+6+0 + 9+3
240 + 71 + 219 + 80 + 291 + 41 + 308 + 42
——————————————————————————— = 19
2+4+0 + 7+1 + 2+1+9 + 8+0 + 2+9+1 + 4+1 + 3+0+8 + 4+2
Sayılar ardışık yazıldığında oluşan 35 basamaklı sayı 19’a tam olarak bölünüyor.
240 71 230 94 260 93 307 61 219 80 291 41 308 42 ≡ 0 (mod 19)
Kriter Sayı Dizisi denemelerinizi buradan yapabilirsiniz
Evet işte böyle bir örnek getirmeye çalışın, konuyu hemen anlayacaksınız. Nasıl bir şeyden söz ediyoruz. Nasıl bir düzen ile karşı karşıyayız, nasıl bir matematiksel zorluk var ortada. Anlayınca konuya bakış açınız ve fikriniz değişecektir.
Daha detaylı bir açıklama olamaz heralde. Farkında olması gerekenlere bir an önce ulaşması dileğiyle başarılar diliyorum.
Mustafa Bey, merhaba! 🙂 Kurân’ın sayısal i’câzına ilişkin bu ufuk açıcı çalışmalarınızın devamı için rabbimizden tevfik niyaz ederim. Kanaatimce, bu özlü izah mevzunun anlaşılması için yeterli… Ancak, ben de yukarıda, 7 adet HA-MİYM sûrelerindeki HA ve MİYM tekrar sayılarının verildiği tablo yanında, neden EBCED tablosuna yer verdiğinizi anlamadım? Çünkü, HA ve MİYM’in ebced karşılıkları üzerinden bir beklenti oluşturdu bende?! Diğer metinlerinizde, HAMİYM’in 40 ve 8 sayısal değeri için ayrı i’câz örnekleri mi vardır diye sormak isterim. Ve billahittevfıyk…
Bülend bey,
Ha(8)-Mim(40) Ebced değerleri ile ilgili kodlamalar, çok büyük önem ve çok büyük bir yer tutar Kur’an Sayısal Yapısında.
Bu videoları seyrediniz.
12. Kriter:
https://youtu.be/g0lEtdeNhPI
13. Kriter:
https://youtu.be/C4YDvKVTYNM
Ve 19. kritere kadar yayınlanmış bütün videoları ardından izleyiniz.
Okumak isterseniz.
https://www.7ve19.com/020-00-ha-mim-grubu/
https://www.7ve19.com/020-01-ayn-sin-qaf-grubu/
Ayrıca deneyerek Görmek isterseniz:
https://kod.7ve19.com/Ha-Mim_1_Tr.asp
https://kod.7ve19.com/Ha-Mim_2_Tr.asp
https://kod.7ve19.com/Ha-Mim_3_Tr.asp
https://kod.7ve19.com/Ha-Mim_5_Tr.asp
Çalışmanız ilginç ve kıymetli.Lakin Kuranın bir benzerini getiremezsiniz ifadesinin sayısal cevabından başka bir izahının olmamasına katılamıyorum. yani bahsettiğiniz matematiksel ilişki olmasaydı, Kuranın bir benzeri-dengi yazılabilirdi düşüncesi kanaatimce hatalıdır.
Selamun Aleyküm
Öncelikle desteklerinizden dolayı teşekkür ediyorum.
“Kuranın bir benzeri-dengi yazılabilirdi” Bu ifadeyi direkt olarak nerede kullanmışım?
Bana sorarsanız, siz nasıl anlamak istediyseniz yazımdaki ifadeyi öyle anlamışsınız.
Benim anlatmak istediğim konunun özü.
Bir metnin benzeri getirilemez iddiası, eğer nesnel olarak benzerliği ölçülebiliyorsa dikkate alınır.
Eğer siz metnin benzerliğini nesnel olarak, objektif kriterler ile ölçemiyorsanız, sizin iddianız kimseyi ilgilendirmez. Kimseyi bağlamaz.
Kendiniz çalar, kendiniz oynarsınız.
Eğer iddianızın dikkate alınmasını istiyorsanız, bilimsel olarak kabul edilmesini istiyorsanız,
Metnin benzerlik ölçüm yöntemini bilimsel olarak ortaya koymalısınız ve uygulanabilir nitelikte olmalıdır.
Sonuç olarak, siz metnin benzerinin getirilemeyeceğini içindeki kodlamayla iddia edebilirsiniz.
Kodlama yoksa bu iddianız boşta kalır. Sadece sizi bağlar. Kimse dikkate almaz. Nitekim Kur’an iddiası kodlaması ortaya bilimsel olarak koyulmadığı için hiçbir bilimsel merci tarafından şu an için dikkate alınmıyor. Veya Kur’an’ın bu iddiasını dikkate alan bir bilimsel merci biliyor musunuz?
Evet haklısınız, Kuranın benzeri-dengi yazılabilirdi şeklinde bir ifadenize rastlamadım ama söylemek istediğim şey tam olarak şuydu: Kuranın, kendisi gibi bir kitabın yazılamayacağını iddia etmesi ve sizin de bu iddiayı 7,19, simetri vb. gibi matematiksel yöntemlerle temellendirmeniz, söylememiş dahi olsanız (başka değil sadece bu yöntemle olabilir) şeklinde bir yargı oluşturuyor okuyucuda.
Nitekim siz de Kuranın benzersizliğine kriter olabilecek objektif başka bir yöntemin olduğunu da olmadığını da bilmiyor ya da söylemiyorsunuz sanırım.
Kendi görüşümü söylemeden evvel izninizle size bir kaç sual sormak isterim.
1- Sizin görüşünüze göre tıpkı Kuran gibi 7 19 yada başka bir ilişkiyle yazılabilen bir metni oluşturabilecek( belki daha da kompleks işler yapabilen) bir bilgisayarın, yapay zekanın ya da bir imkanın niçin yapılamayacağına dair bir kanıtınız var mı?
2- Ondokuz ilişkisi bulunmadan önce (yaklaşık 1500 sene boyunca) hangi objektif kritere göre Kuranın benzeri yapılamıyor du?
3- Bu saydığınız kriterleri karşılayacak bir metni yazabilmek için gerekli olasılıkları tek tek sayarak yapmak (kuantum bilgisayarı, yapay zeka vb) mümkün değil iken, bunu sağlayan bir sayıyı rastgele yazarak tutturan birisi! ( olasılık hesabı açısından mümkumdur) sizce benzer bir metin getirmiş sayılır mı?
Şimdiden teşekkür ederim.
Evet doğrudur, Kur’an’ın benzersizliğine kriter olabilecek objektif başka bir yöntemin olduğunu da olmadığını da bilmiyorum.
Sorularınıza cevap:
1- Kanıtımız tabi ki var. Bu kanıtımız olayı zaten nesnel duruma getiriyor. Ortaya çıkmış olan kodlamanın 10^80 olan varyasyon sayısını insanlığın tarayamayacağını hesaplayabiliyoruz.
2- 1460 sene boyunca ve bilmeyenler için halen daha Kur’an’ın objektif benzerlik kriterleri olmadığı için Kur’an’ın benzerini yapmayı kimse ciddiye almamıştır. Benzerini yazdıklarını iddia edenler olmuştur. Fakat benzerliği ölçülemediği için kimse ortaya çıkan sonuçlar ile ilgilenmemiştir.
Bir metnin benzerliğinin iddiası, ortaya koyulan objektif, nesnel benzerlik ölçüm kriterleriyle anlam kazanır. Yani sizin ortaya koyduğunuz benzerlik ölçüm kriterleri yoksa, sizin iddianızla kimse ilgilenmez. Sizin bu iddianız havada kalır. Kimseyi bağlamaz. Bilimsel hiç bir çevre bu iddianızı dikkate almaz. Mesela bugün Kur’an’ın bu iddiasını dikkate alan bir bilimsel merci var mıdır, ismini paylaşır mısınız. Bırakın onları, Müslümanlar bu iddiayı dile getirememektedirler. Kendini bilen, akademisyenlerin hiç biri bu iddiayı yüksek sesle dile getirememektedirler. Neden? Çünkü, getirilen bir yazının Kur’an’a benzer olup olmadığını nasıl ölçeceklerini bilememektedirler. Mesela siz biliyor musunuz? Size 3-5 satır bir yazı verseler, Kur’an’a benzer olup olmadığını ölçebilir misiniz. Ölçümü karşı taraf neden kabul etsin. Kimi nasıl ikna etmeyi düşünüyorsunuz? Elinizde nasıl bir bilimsel yöntem var, sonuçları kesin, herkes tarafından kabul edilecek. Neyse, yazılarımı okuyun, detaylı yazdım. Aynı şeyleri bana burada bir daha yazdırmayın.
3- Kazara tuttursa diye bir yaklaşım bilimsel değildir. Böyle bir sonucun bilinçli yapıldığını kimse kabul edecek değildir. Ayrıca, denemesi bedava, WEB sayfamda var, siz deneyin tutturun görelim.
Tutturduktan sonra konuşuruz.
Benim verdiğim kriterler insanlar tarafından benzeri yapılamıyor. Sizin bildiğiniz başka objektif benzerlik ölçüm kriterleri varsa lütfen paylaşın.